Ombusdman Faruk Bildirici yazdı: Aziz İhsan Aktaş röportajının perde arkası

CHP’li belediyelere yönelik soruşturmada itirafçı olan ve suç örgütü lideri olduğu iddia edilen iş insanı Aziz İhsan Aktaş, ev hapsi kaldırıldıktan sonra kamera karşısına geçerek röportaj verdi. Nuray Başaran’a konuk olan Aktaş’ın ilk fotoğrafı ise 31 Temmuz’da sosyal medyaya düştü. Söz konusu röportaj ise Eylül ayında yayınlandı. Yaklaşık 1.5 ay boyunca yayınlanmayan röportajı kaleme alan Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, bugünkü köşe yazısında şunları kaydetti:

“Nuray Başaran’ın, “örgüt lideri” ve “itirafçı” Aziz İhsan Aktaş ile aynı masada konuşurken çekilmiş bir fotoğrafı sosyal medyaya düştüğünde takvimler 31 Temmuz’u gösteriyordu.

Başaran, tam 20 gün sonra Genel Yayın Yönetmeni olduğu TYT Türk kanalının sahibi görünen Arzu Erdem ile birlikte ekrana çıkarak, Aziz İhsan Aktaş ile söyleşi yaptığını ve 15 Eylül’den itibaren yayımlamaya başlayacaklarını duyurdu. Neden o güne değin yayımlamamıştı, neden 15 Eylül’ü bekleyecekti? Bu soruların yanıtlarını açıklamadı.

Sonra 15 Eylül’ü de beklemeden 27 Ağustos’ta söyleşiden kısa bir bölüm yayımladı. Gerekçesi de ilginçti; “Sadece bugün yurtdışına kaçma iddialarına karşı cevap hakkı niteliğinde yaptığımız röportajın bir bölümünü yayımladık. Tamamını ilerleyen günlerde yayımlayacağız.”

“Cevap ve düzeltme hakkı” değerli bir kavramdır gazetecilikte. Herkese cevap hakkı tanımak zorunludur. Ancak burada Aktaş’ın mı cevap hakkı önceliklidir, yoksa Aktaş’ın suçladığı ve tutuklanmalarına gerekçe de olan “itiraflarının” muhatabı olan Ekrem İmamoğlu’nun ve sanık durumundaki onlarca CHP’linin mi? Bu soru da yanıtsız kaldı.

Başaran, 18 Eylül’de, yani yapıldığı günden en az 1.5 ay sonra yayımladı söyleşiyi. Elbette gazeteci suçla ilişkilendirilen biriyle de söyleşi yapar, ama amaç onun kendini anlatmasını ve aklanmasını sağlamak değil, konuyu aydınlatmak olur. Bu da ancak sorgulayarak, didikleyerek, söyleşi yapılanı zorlayarak olur. Böyle bir yaklaşım yoktu Başaran’ın söyleşisinde.

Dahası Nuray Başaran ve Arzu Erdem, Aktaş ile söyleşiden de söz edilen “Can Holding ve TYT Türk: Medyada temiz sermaye muamması” başlıklı yazı nedeniyle Medyaradar’a erişim engeli koydurdular. Yazıyı ve siteyi engelletmek yerine cevap hakkını kullanabilirlerdi, yapmadılar. Bereket üst mahkeme itirazı kabul etti de site açıldı ama yazı kaldırılmış oldu.

Bir gazetecinin cevap ve düzeltme yerine yasağa başvurması gibi yaptığı söyleşiyi günlerce bekletmesi de gazeteciliğin ruhuna aykırıdır. “Haber değeri” dediğimiz kavramın unsurlarından biri olan “aktüellik” bekletilince zedelenir. Söyleşinin, birilerinin denetiminden geçtiği, zamanlamanın iddianamesi beklenen davayı etkilemek olduğu kuşkusu doğar, haklı olarak…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir