Altın Fiyatları, Ticaret Müzakereleriyle İlgili Sinyallerle Düştü
Altın fiyatları, ABD ile bazı ülkeler arasında yürütülmesi muhtemel ticaret müzakerelerine dair sinyallerin belirmesiyle son iki haftanın en düşük seviyesine indi. Güvenli limanlara olan talebin müzakereler nedeniyle zayıflaması ve ekonomik verilerin faiz beklentilerini değiştirmesi, fiyatların düşüşünü hızlandırdı.
ABD’nin gümrük tarifeleri konusunda müzakere kapısını aralayabileceğine dair beklentiler, güvenli varlıklara ilgiyi azalttı. ABD Başkanı Donald Trump, “Bir noktada Çin ile bir anlaşma yapacağımızı umuyorum. Çin’le konuşuyoruz ama Çin’in her yerinde fabrikalar kapanıyor çünkü onların ürünlerini almıyoruz” ifadelerini kullandı. Çin medyası da ABD’nin Pekin ile gümrük tarifeleri üzerine görüşmek üzere temas kurduğunu bildirdi.
Tüm bu gelişmeler, yatırımcıların risk alma iştahını artırarak güvenli liman tercihini zayıflattı. Öte yandan, dün yayımlanan veriler ABD ekonomisinin 2022’den bu yana ilk kez yılın başında küçüldüğünü ortaya koydu. Bu durumun, tarifeler öncesindeki yüksek ithalat artışından kaynaklandığı belirtildi. Bu tablo, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu yıl dört kez çeyrek puanlık faiz indirimi yapacağı yönündeki beklentileri güçlendirdi.
Faiz oranlarındaki düşüş, faiz getirisi bulunmayan altın için genellikle pozitif bir etki yaratıyor.
Zirveden Yüzde 8 Geride
Altının ons fiyatı, önceki kapanışa kıyasla yüzde 2,2 oranında gerileyerek 3 bin 215 dolar seviyesine düştü. Böylece altın, rekor seviye olan 3 bin 500 doların yüzde 8 altına indi. Dün ons fiyatındaki gerilemeye bağlı olarak gram altın da değer kaybetti ve günü yüzde 0,8 düşüşle 4 bin 70 liradan kapattı. Spot piyasada gram altın, 4 bin liranın altına sarkarak 3 bin 975 liradan işlem gördü.
Rekorların Ardından Geri Adım
Geçen hafta 3 bin 500 doları aşarak tarihi zirvesini gören altın, sonrasında bir miktar değer kaybetse de yıl başından bu yana yüzde 23 oranında yükseliş kaydetti. Bu çıkışın temel nedenleri arasında Trump’ın hızlı değişen ticaret hamleleriyle piyasalarda yarattığı dalgalanma ve küresel yavaşlama endişeleri yer aldı. Çin’deki spekülatif alımlar ve merkez bankalarının güçlü talepleri de bu yükselişi destekledi.